Şehrin zifirisi altında gibiyim, Ağır bir siyah, hafif bir mavi… Gözlerimin önüne hemen bir şeyler gelir, Ne seçebilir, ne de bilebilirim. Heh! Tam zamanında geldin,...
Şiir mi, hikaye mi, ilham mı anlamam! Açık bir çayla benliğimi bırakabilirim bu manzaraya. Dertmiş, tasaymış, düşünceymiş anlamam! Oksijeni çektim mi içime, ruhum senindir doğa!...
Seni görüyorum şüphe etme. Resmini çektim, attım seni hafızama, Su içiyorum su! Amma caz ettin bak! Bekle az daha içeyim gelicem! Sen servisi beklerken bu...
Ablacım bi dur! Geriliyorum şurda! Neymiş efendim bu bank insanların imiş! Yok yeeaa! Şakkadanak oturdum, şukkadanak da yayıldım. Yanıma da oyuncak mı bırakmışlar, yoksa atmışlar...
Her bir kare özgürlüğü temsil etmekte. Bulutlardan bakınca çiçekler, Çiçeklerden bakında bulutlar, Tam ortadan bakınca sen, özgürsün… Tüm “fotoğraf altı sözler“…
+ Viik! Heuheuhe! Duymuyorlar ki beni… Biraz dedikodu yapalım mı “vikriye”? – Ay yapalım valla “vikri”! + Bugün de yüzüne beyaz bez koymayanlar artmış! Bak...
Abi gözümü seveyim yaş’landırma, Bir iki fotoğraf çekmeye geldik, senin yaptığına bak! Hayır yani yaş olması yetmezmiş gibi, Gözümü senden ayırdığımda, her yer sen, bi...
Ara sıra ağaçların arasından bakacaksın. Kimse seni görmeyecekmiş, Herkes seni izliyormuş, Ama… Öyle ya da böyle aradığını bulacakmış, Gibi… Tüm “fotoğraf altı sözler“…
Hava sıcak, bulmuşum adam akıllı bir koltuk üstü yeri gelip de azıcık okşasanız n’olurdu! Size bulaşmak istersem kalkar bulaşırım zaten, siz vantilatörü ikiye getirin! Hayır...