Seslendi bahçeden ; ne olmuş bu ağaca hısım? Kurtlanmış hay Allah bak işe! Çabuk sobadan kül getir dökelim dibine, Mahvetmiş agacı canı yanasıca! Böyle seslendirdi...
Sıcaklığı sarıya çalan akşamların, Verandada bıraktığı o ince ahşap kokusu, Üstüne üstün sonbaharın davetçisi bir de hüzün türküsü , Ne zaman çalınırdı burnumuza sahi? Varamadığımız...
Görmek insanın başına ne kadar bela getirebilir? Eğer bir körlük salgınında kör olmamışsan işte o kadar bela getirir. Serinin ilk kitabı körlük ve onunla bağlantılı...
Kaç yolculuk daha bitirecek gurbeti, cam kenarından seyrettiğim ışıkları yanan, bacaları dumanı tüten evleri. Kaç kez kavuşup ayrılacağız sevdiklerimizden, hiçbir yere tam ait olmamayı, her...
Koca çınarın altında,Kareli bezim serili buğday rengi toprağa,Yarısı yanık bir resim var elimde,Yıl bilmem kaç ? Gülümseyin !Kalabalıkmış o zamanlar içimiz,Henüz etrafı otlar sarmamışken,Toprak anılara...
Kurşun rengi bulutların ardında,Göz göz olmuş odaların küf kokusu,Yoksulluğun rengine çalan acı kiremit,Buradayım dercesine kanat çırpan martılar,Galata’nın müşkülpesentliğine… Tüm “fotoğraf altı sözler“…
Yaz ortası sıcağı öylesine kavruk tenler,Asfalt yolun çizgilerini takip eden,Minibüsün yorgun,ağır aksak motoru.Tepede kederli yalnız bir köy,Minibüsün gölgesiyle kıyasıya yarışan,Dağlardan doğan sabah güneşi.Yeşeren neşeli hayaller...
Hayat, Bir lokma simite uzanış kadar, Martının kanat çırparken Vapurun sisli dumanını soluyup, Denizin tuzlu kokusunu, Bir kez içine çekişi kadar… Tüm “fotoğraf altı sözler“…
İki çocuk hint akşamının kızıllığında, Güneş taşıyorlar nasırlı elleriyle, Elleri mi nasırlı, güneşin yüzeyi mi? Güneş mi yakan ellerini? Yoksa nasırın ellerinde oluşturduğu menderes mi?...
Gökyüzünün ağıdı var, Taş duvarların serenadlarına, Sokak lambalarıdaki ışık mı aydınlatıyor, Bu kasvetli öğleden sonrayı, Yoksa sıcacık dükkanların tüten dumanı mı? Tüm “fotoğraf altı sözler“…